Malumunuz uçakla yolculuk hem zaman, hem de konfor açısından büyük kolaylık sağlıyor. Hele de minikler ile seyahat ederken... Ama bu ilk seferiniz ise ya da çocuğun yaşı çok çok küçükse haklı olarak endişeleniyor insan.
Daha önceki yazılardan birinde de anlattığım gibi benim cin cin uçağa ilk kez 20 günlükken bindi, bunu size cesaret vermek ve içinize biraz olsun su serpmek için söylüyorum. İlk ve en önemli kural “zor olsa da” her daim aklınızda olsun.
"Sakin Anne Sakin Çocuk"
İşte uçuşu daha rahat geçirmek için bir kaç yararlı ipucu daha:
Bebekler ile uçak seyahatin en meşakkatli bölümlerinden biri hava alanında geçirdiğimiz dakikalar hatta saatlerdir. Bebeğin ve sizin huzurlu bir yolculuk yapabilmeniz adına bebeğinizin sakin olduğu ve mümkünse turizm yoğunluğu olmayan gün ve saatlerde uçmayı tercih edin. Eğer imkanınız varsa önceden uçacağınız havayolunun web sitesinden ya da telefonundan, bebekli yolcular için ne gibi kolaylıklar sağladıklarını öğrenmeye çalışın.
Çoğu havayolu şirketi uçağa bindiğiniz ana kadar bebek arabanızı ya da pusetinizi kullanmanıza ve biniş esnasında arabayı görevlilere teslim etmenize izin vermektedir. Bu da en azından uçağa bininceye dek size rahat hareket etme olanağı sağlar. Bu noktada dürüst olun kimi bebek ne yaparsanız yapın arabaya oturmamakta direnir, bu durumda arabayı en başından bagaja vermek sizi fazla yük taşıma zahmetinden kurtarır.
Hava alanındaki bekleme süresinin tamamını bebeğinizi ana kucağında taşıyarak da geçirmemenizi öneririm. Elbette istisnalar olabilir ama bu durum hem bebek hem de sizin için uzun saatler devam ederse, yolculuğun geri kalanını zora sokabilir.
Havaalanlarında mutlaka bir alt açma ve emzirme odası oluyor. Yine de siz tedbiri elden bırakmayın emzirme sırasında işinize yarayacak küçük bir mendil ve bebeğinizin altını koltuklarda dahi açmanıza yardım edecek küçük bir battaniye böyle durumlarda kurtarıcı olabilir.
El bagajınızı olabildiğince hafifletin. Hafifletin ki, hava alanında rötar vs. talihsiz durumlarda kucağınızda bebek, elinizde koca bir çanta ile perişan olmayın. Ben kişisel tecrübelerimden çok küçük bebekli (yürüme öncesi dönem) annelerin sırt çantası kullanmalarını önermiyorum. Çünkü bebeği kucağınızdan bırakma olanağınız yoksa (örneğin yalnız seyahat ediyorsanız), sırt çantasını her ihtiyacınız olduğunda açıp kapatmak sizi çok yorar. Ayrıca torba biçimli çantalarda da aradığınızı bulmak hayli zor olacağından bence bu türlerden de uzak durun. Kolunuza takılan, kendi ağırlığı pek fazla olmayan, ıslanmasını-kirlenmesini dert etmeyeceğiniz çantalar seyahatinizde daha kolaylık sağlayacaktır. Çantanızı hazırlarken bebek bezi, ıslak mendil ve biberon tarzı hayati eşyaları daha üstlere ya da özel bir bölüme koymaya gayret edin. Unutmayın önemli olan aradığınızı hızlı ve en az zahmetle bulmaktır!
Ayrıca herhangi bir anahtarcıdan-çilingirden satın alacağınız küçük karabinalar ile çantanıza minik poşetler takabilir, bu poşetlerde özellikle biniş kartı, pasaport ve nüfus cüzdanı gibi sürekli çıkarmanız gereken evrakları taşıyabilirsiniz. (karabina deyince aklınız karışmasın çok kullanmama rağmen adını ben de yazarken öğrendim, resmi aşağıda, mucizevi bir dağcılık malzemesi aslında ama küçükleri biz annelerin çantalarına matara, poşet hatta oyuncak asmak için bire bir)
Bir de aşağıdaki tip çantalar var, benim oğlum bebekken bunlardan yoktu doğrusu ama pek pratik gözüküyor :)
Bir diğer konu da bebeğin beslenmesi... Emzirenler için durum pratik aslında. Süt sağanların evden tedarikli gitmesinde ve mümkünse her ihtimale karşı sağılmış sütü tek biberon yerine iki biberonda taşımalarında fayda var. Mama ile beslenen bir bebeğiniz varsa sıcak su için endişelenmeyin, hava alanındaki restoranlar bu konuda size yardımcı olacaktır.
Bebekler, genellikle kalabalık ve havasız yerlerde huzursuz olurlar. Bu nedenle uçağın ön sıralarında oturmak ve uçağa yolcu kabulü başlar başlamaz uçağa binmek yerine en son binip, en önce inmek bebeğin sükunetine olumlu katkı yapacaktır.
İki yaşından küçük bebekler kabin ekibi tarafından uçağın içinde size getirilecek özel bir bebek kemeri ile annenin kemerine bağlanıyorlar. Tabiî ki yumurcaklar bu kemer olayından pek hoşlanmıyor. Bu yüzden bebek arabalarının ya da araba koltuğunun oyuncaklarından birini yanınıza alın ve kemerine geçirin. Yine de bağlanmak istemezse onu zorlamayın. Olabildiğince (çok zor ama sakin kalarak) inatlaşmadan belki kemerin bebeğe değmesine engel olmak için elinizi kemerin altından geçirerek ya da kemere battaniyesini veya dokunusuna alışkın olduğu bir objeyi sararak, mutlaka kemerini bağlayın.
Uçağın iniş ve kalkışı esnasında yaşanan basınç farkı bebeklerin kulaklarında dolgunluk hissi yaratır, bu yüzden iniş ve kalkışta daha huzursuz olurlar. Bebeğinizi emzirerek ya da biberonunu vererek yutkunmasını sağlamak böyle durumlarda çok işe yarar. Ayrıca seyahat öncesindebu tür durumlar için doktorunuzdan tavsiye almakta da fayda var.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder